*********
Prof.Dr. İLYAS YOLBAŞ
BULAŞICI VE DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLAR
16/04/2015 BULAŞICI VE DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLAR KIZAMIK Döküntülerden 2-4 gün önce ve 4 gün sonra kan, idrar ve damlacık yolu ile bulaşır. Prodromal dönem 3-5 gün sürer. Düşük ve orta yükseklikte ateş, kuru öksürük, nezle, konjonktivit ve foto fobi olur. Sonra yüzde döküntüler başlar. 24 saatte tüm vücuda yayılır. Enfekte olan kişiler virüsle ilk karşılaştığının 9.-10. günü bulaştırıcı olur. Bunlar 7 gün süre ile, yani döküntüler çıktıktan sonraki 5. güne kadar bulaştırıcıdır. Döküntü ortaya çıkmadan yaklaşık 2 gün önce molar dişler hizasında bukkal mukozada membranlarda koplik lekeleri belirir ve 3 günde artarlar. Bildirimi zorunlu hastalıktır. En önemli komplikasyonu yıllar içinde gelişen SSPE dir. ** Ülkemizde son yıllarda eradike edildiği söyleniyor ama eğer yeni SSPE vakaları varsa demek ki hala eradike edilmemiştir. Tedavi: Tedavi semptomatiktir. Komplikasyonların varlığında uygun antibiyotikler verilir. Gelişmekte olan ülkelerde A vit. 400.000İU kullanılması morbidite ve mortaliteyi azaltmaktadır. Ateşli dönemde antipiretikler kullanılabilir. Parasetamol: PAROL® 120 Mg sup. (fitil) veya 120 -250 Mg ŞURUP veya 500 Mg TB Doz: 10-30mg/kg/doz 3-4 dozda, max:100mg/kg/gün) ve yetişkin 3x500mg KIZAMIKÇIK: Damlacık yolu ile bulaşır. Bulaştırıcılık döküntünün başlamasından 7 gün önce ve 4 gün sonrasına kadar devam eder. Kuluçka süresi 14-21 gündür. Çocukluk çağında tehlikeli değildir. Gebeliğin ilk 3 ayında anne rahmindeki bebek için tehlikelidir. Döküntü yüz ve boyundan başlar. Gövde ve ekstremitelere kızamıktan daha hızlı bir şekilde yayılır. Birinci .günün sonunda döküntüler tüm vücuda yayılmıştır. 2.Gün başladığı yerden solmaya başlar. 3.Gün tamamen kaybolur. Tedavi: Septomatik tedavi verilir. Ateşli dönemde antipiretikler kullanılabilir. Parasetamol: PAROL® 120 Mg sup. (fitil) veya 120 -250 Mg ŞURUP veya 500 Mg TB Doz: 10-30mg/kg/doz 3-4 dozda, max:100mg/kg/gün) ve yetişkin 3x500mg KIZIL: Grup A beta-hemolitik streptokok ekzotoksinine bağlıdır. Tonsilit (özellikle kriptik tonsilit) ya da cilt infeksiyonu sonrasında görülebilir. 12-24 saat süren ateş, kusma, boğaz ağrısı, baş ağrısı, titreme, Döküntü (ekzantem), tonsil, dil ve damakta lezyonlar vardır. Tonsiller farenks ödemli ve kızarıktır. İlk 2. gününde beyaz çilek dili, 4-5. günde kırmızı çilek dili görülür. Döküntüler ince eritematöz papüler tarzda, aksilla, kasık ve ensede başlar ve tüm vücuda yayılır. Deride zımpara kağıdı görüntüsü kıvrım yerlerinde döküntüler daha kalın ve yoğundur. (Pastia çizgileri) Ekzantem kırmızı, nokta şeklinde ve küçük papüler döküntüler olup basmakla solan ve deriye kaz derisi görünümü verir. Döküntü bir hafta devam eder ve lezyonlar başlama sırası ile deskuamasyon gösterir. El ve ayak tabanında da deskuamasyon izlenir. Tanı: Klinik bulgular ile konur. ASO erken tanıda yardımcı değildir. Tedavi: Atibioterapi ile tedavi edilir. Ateşli dönemde antipiretikler kullanılabilir. Amok-Klav. asit: CROXİLEX® BID 200/28 -400/57 SÜSP (70–100ml),625mg-1gr TB Doz: Çocuk: 40-50 mg/kg/gün Yetişkin: 2-3 x 1gr 7-10 gün Parasetamol: PAROL® 120 Mg sup. (fitil) veya 120 -250 Mg ŞURUP veya 500 Mg TB Doz: 10-30mg/kg/doz 3-4 dozda, max:100mg/kg/gün) ve yetişkin 3x500mg ERİTEMA İNFEKSİYOZUM (Beşinci hastalık): Etken Parvovirüs B19 dur. Kemik iliğinde eritroid seri öncüllerini etkiler. Fetal infeksiyonlar hidrops fetalis yapabilir. En sık 5-15 yaşlarında görülür (erişkinlerde de görülebilir). Baş ağrısı (%20), ateş (%20), boğaz ağrısı (%15), kaşıntı (%15), burun akıntısı (%10), karın ağrısı (%10), artralji (%10) olabilir. Tanı klinik ve seroloji ile konur. Çocuklarda salgınlar yapar hafif ateşsiz eritemli bir döküntüdür. Yanaklarda göze çarpan eritem (tokatlanmış yüz görüntüsü) ve sönüp yenilenen deri kızarıklığı ile nitelenir. Dantel benzeri yaygın raş olabilir. Güneş ışığında artar öldürücü değildir. Tedavi: Özgül tedavi yoktur semptomatik tedavi (antipiretik, antihistaminik.) uygulanabilir. Vakaların aşırı sıcaktan ve güneş ışığından uzak tutulmaları uygun olur. Parasetamol: PAROL® 120 Mg sup. (fitil) veya 120 -250 Mg ŞURUP veya 500 Mg TB Doz: 10-30mg/kg/doz 3-4 dozda, max:100mg/kg/gün) ve yetişkin 3x500mg ROSEOLA İNFANTUM (6. hastalık): Etken insan herpes virüs 6’dır. 6ay veya 4 yaş altında görülür. Kuluçka sürsi 10 gündür. Şiddetli ateş ( 40- Tedavi: Spesifik tedavisi yoktur. Ateşli dönemde antipiretikler kullanılabilir. Parasetamol: PAROL® 120 Mg sup. (fitil) veya 120 -250 Mg ŞURUP veya 500 Mg TB Doz: 10-30mg/kg/doz 3-4 dozda, max:100mg/kg/gün) ve yetişkin 3x500mg SU ÇİÇEĞİ (VARİSELLA ZOSTER): Etken varisella zosterdir. Direk temas, tükrük damlacıkları, hava yolu ile bulaşır. En sık 1-6 yaşları arasında görülür. Mortalite 2/100.000’dir. Ensefalit, pnömoni ve Reye sendromu bazı komplikasyonlarıdır. Prodromal dönemde ateş (döküntüden 1-2 gün önce), karın ağrısı, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, öksürük, boğaz ağrısı olabilir. Bulaştırma döküntüler çıkmadan 1 gün önce başlar ve tüm döküntüler kabuklanana kadar sürer. İnkübasyon süresi 11-21 gün gündür. Döküntü ve semptomlar aynı zamanda başlar. Döküntüler gövdeden küçük kırmızı papüller şeklinde başlar. 1-2 saat papüller eritematöz tabanlı veziküller halini alır. Vezikül içindeki sıvı 24 saat içinde bulanıklaşır (püstül) daha sonra kabuklanır. Döküntü 3 gün çıkmaya devam eder. Gövdeden başlayıp, baş ve yüze yayılır. Ekstremitede nadirdir. Saçlı deride bulunur. Mukozalarda görülür. Döküntüler farklı evrededir ve kaşıntılıdır. Tüm lezyonlar kurutlanır, kurutlar erken kaldırılmamışsa skar bırakmaz. ** Diğer birçok virus hastalığında olduğu gibi su çiceği erişkinlerde daha ağır seyreder. Tedavi: Çocuklarda semptomatik tedavi verilir. Ateş için parasetamol, Kaşıntı için Antihistaminik gibi ilaçlar yetelidir. Komplikasyonlar tedavi edilir (pnömoni vb). Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar ve doğumdan 5 gün önce ya da 4 gün sonrası arasında suçiçeği başlayan annenin bebeğine de asiklovir kullanılabilir. Kanser hastaları, yenidoğan ve gebelerde aşı + VZIG kullanılabilir. Aşı temastan sonraki ilk 72 saatte etkilidir. Varisella-zoster imünnglobulin (VZIG) Temastan sonraki ilk 96 saatte etkilidir. Pnömoni, hepatit, trombositopeni ve ensefalopatisi olan her hastaya İV yoldan asiklovir vakit kaybedilmeden verilmelidir. Asiklovir: ZOVİRAX® 250 mg FLAKON ( 5 adet flakon ) ZOVİRAX® 400 mg/5ml 100ml FORT SÜSPANSİYON AKLOVİR® 200mg 25 tb, 800mg 20 TB, 200mg/5ml 100ml SÜSP. Doz:1500 mg/m2/gün 3 dozda IV olarak 7 gün süreyle veya 2 gün içinde yeni bir lezyon belirlenmeyinceye kadar verilir. ** Çocuklarda, adölesanlarda ve erişkinlerde ilk lezyonun ortaya çıkmasından sonraki 24 saat içinde oral asiklovir tedavisinin kullanılmasının semptomların derecesini hafiflettiğini söyleyen yayınlar vardır. ** Bir çok virus hastalığında olduğu gibi su çiceği enfeksiyonu da erişkinlerde daha ağır seyreder. Ensefalit ve serebellar ataksi : Özellikle 5 yaşından önce ve 20 yaşından sonra artar. Meningoensefalit; konvülziyon, ense sertliği ve şuur değişiklikleri ile ortaya çıkarken, serebellar ataksi ise yürümede güçlük, konuşma bozukluğu ve nistagmus ile karakterizedir. Nörolojik bulgular genellikle döküntüden sonraki 2-6 günde ortaya çıkar. Genellikle 2-3 gün içinde iyileşme görülür. BOĞMACA: Etken bordetella pertussistir. Kuluçka dönemi 5-15 gündür. Bazen interstisyel pnömoni yapar. Bulaşma öksürük damlacığı ile olur. İndirekt bulaşma yoktur. Bulaşıcılık 4-6 hafta sürer. Bu süre zarfında hasta izole edilmelidir. Olguların çoğu 7 yaşın altındadır. Bir yaş altında mortalite fazladır. Kış aylarında sık görülür. Klinik: Başlangıçta ÜSYE benzeri basit bir enfeksiyon şeklinde başlar. Bu durum 1-2 hafta sürer. Sonra 2-6 hafta süren öksürük nöbetleri başlar. Öksürük üst üste, kesik ve boğulur gibi olur. Öksürüğü izleyen derin ve sesli inspiryum, öksürük nöbeti sonrası kusma ile beraber hasta mukoid balgam çıkarır ve rahatlar. Nöbet sırasında boğulma hissi uyandırır. Nöbetle birlikte konvülziyon, epistaksis, konjunktiva kanamaları alt göz kapaklarında şişlik görülebilir. Öksürük nöbetleri hafif vakalarda günde 5-10, ağır vakalarda 40 defadan fazladır. Nöbet aralarında hasta iyidir. Nöbetler daha çok geceleri gelir. Tanı: Abeslang ile dile basıldığında nöbetin uyarılması tanıda önemlidir. Muayenede akciğer sesleri doğal olabileceği gibi kaba raller de işitilebilirir. Laboratuvarda lökositoz genelde 2. haftadan sonra görülür ve 15-45 bin/mm3 arasında ve lenfositozla birliktedir. Tedavi: Eritromisin veya klaritromisin kullanılabilir. Hastalığın kliniği üzerindeki etkileri sınırlıdır. Öksürük ataklarının olduğu dönemde havayolu açık tutulmalı, oksijen tedavisi, parenteral sıvı ve sedatifler uygulanmalıdır. Klaritromisin: KLORAMİN® 250-500mg 14 TB 250 mg 50-100 ml SÜSP ve 125 mg 70 ml SÜSP Doz:Çocuk:15-25 mg/kg/gün 2 dozda, yetişkin: 2x 500mg, 10-14 gün tedavi verilir. ** 6 aydan küçük bebeklerde ve ağır pnömonide 20 mg/kg/gün verilebilir. KABAKULAK : 5-9 yaş arasında daha sık görülür. İki gün veya daha uzun sürebilir. Tek ya da iki taraflı olarak parotis ve diğer salgı bezleri ile sınırlıdır. Parotislerde ağrılı şişlik olur. Beraberinde ateş, halsizlik, başağrısı, orşit, pankreatit, aseptik menejit (özellikle yetişkinlerde) vb. komplikasyonlar görülebilir. Laboratuvarda hafif lökopeni ve rölatif lenfositoz görülebilir. Menenjit, orşit, pankreatit gelişimi halinde genellikle lökositoz ve sola kayma vardır. Akut dönemde serum amilaz düzeyleri 2-3 hafta süreyle yüksek kalır. Kabakulağa bağlı pankreatitte de amilaz düzeyleri yükselir. Bulaşıcılığı engellemek için, parotis bezi şişliği düzelene kadar en az 10 gün hasta izole edilmelidir. Tanı: amilaz seviyesi, klinik ve muayene ile konur. Tedavi: septomatik (analjezik, antipiretik) tedavi verilir. Komplikasyonlar: Meningoensefalomiyelit : Vakaların % 10'unda görülür. Tutulumdan 3- 10 gün sonra ortaya çıkabilir. Ateş, bulantı, kusma, bilinç değişikliği, meningeal irritasyon bulguları olabilir. Beyin omurilik sıvısında glukoz seviyesi düşüktür. Aseptik Menenjit'in en sık nedenlerinden biridir. Orşit ve Epididimit : Adölesan hastaların % 15 - 35'inde görülür. Testisler ağrılı, hiperemik ve ödemlidir. Nadiren infertilite (kısırlık) gelişebilir. Pankreatit : Genellikle hafif seyreder. Epigastrik ağrı, ateş, bulantı, kusma ile ortaya çıkar. Serum amilaz değeri artar. MENİNGOKOKSEMİ:: Etken Neisseria meningitistir. Genelde 5 yaş altı çocuklarda görülür. Akut başlangıçlı ateş, ense sertliği, bilinç değişikliği, meningeal irritasyon bulgularının varlığı ve özellikle hızla yayılan Peteşiyal veya purpural döküntüler tanıda çok önemlidir. Hızla purpura fulminans, şok ve ölüme kadar gidebilen meningokoksemi şeklinde görülebilir. Tanı özellikle hızlı oluşan döküntüler ile konur. Tedavi: Klinik çok hızlı kötüleşir saniyeler bile önemlidir. Erken tedavi hayat kurtarır. ** Öncelikle iki tane damar yolu açılmalı, 100 mg/kg Seftriakson (IV) yapılmalı, 1-2 mg/kg Prednizolon yapılmalı, 20 cc/kg izotonik yüklenmeli hastada şok bulguları varsa daha fazla idrar çıkışı oluncaya kadar yüklenir. Sonra hastaya 5??cc/kg/saat ten izotonik takılarak yoğun bakım ünitesi olan bir merkeze sevk edilmelidir. PROFLAKSİ : ** Teması olanlara proflakside seftriakson veya rifampisin yada siprofloksasin verilebilir. Seftriakson: <12 yaş : 250 mg, >12 yaş: 500 mg tek doz verilir. Rifampisin: <12 yaş: 10mg/kg/gün , >12 yaş: 600 mg/gün 2 dozda bir gün verilir. Siproflaksosin: 2x 500mg bir gün verilir. SITMA: Sıtma (malarya), Plasmodium türü protozoonlar tarafından meydana getirilen ve nöbet şeklinde rekürens ateş yükselmesi ile kendini gösteren bir infeksiyon hastalığıdır. En sık etken P. vivaxtır. Bulgu ve semptomlar değişken olmakla beraber, çoğu kez hastada başka nedenlerle açıklanamayan baş ağrısı, sırt ağrısı, miyalji, bulantı, kusma gibi non-spesifik semptomlara ek olarak; nöbet tarzında üşüme-titreme ile yükselen ve yoğun bir terleme ile düşen ateş olur. Splenomegali ve anemi olabilir Tanı: Nöbet sırasında alınan periferik (ince) yayma ve kalın damla preparatlarında sıtma parazitinin mikroskobik olarak gösterilmesi ile konur. Türe göre tedavi: P. malariae: Klorokin tek başına yeterlidir. P. vivax ve P. ovale : Nüksleri önlemek için klorokinden sonra 14-21 gün primakin verilir. Gebelerde: Klorokin başlanır. Radikal tedavi gebelik sonrasına bırakılmalıdır. Koruma tedavisi: Sıtma sahalarına gitmeden 2 hafta önce ve bu bölgeyi terk ettikten sonra 6 hafta daha klorokin alınmalıdır. Bu sahalardan dönenlere P.vivax ve P. ovale enfeksiyon riskini önlemeye 14 gün süre ile primakin verilir. Klorokin dirençli P. falciparum sahalarında koruyucu olarak meflokin veya proguanil + klorokin verilir. Doksisiklin, meflokin dirençli P. falciparum sahalarında korumada kullanılabilir. KUDUZ Prodrom dönemi 2-10 gündür. Ateş, halsizlik, baş ağrısı, bulantı, ishal gibi belirtiler olabilir. %50 yara yerinde ağrı ve parestezi görülür. Isırık bölgesinde ağrı ve duyu kaybı görülür ki kuduza özgü ilk bulgudur. Işıktan ve sudan korkma, hırçınlık, gerginlik, konsantrasyon bozuklukları görülebilir. Kaynak köpekler (%91) ve kedilerdir (%2). Hastalık riski ısırma ile %40, tırmalama ile %1’dir. Ensefalitik kuduz en sık görülen klinik şekildir. Hiperaktivite, halüsinasyon, oryantasyon bozuklukları görülür. Hipertermi, taşikardi, hipersalivasyon vardır. Yutma kaslarında ağrılı spazmlar su sesi ile dahi uyarılabilir(hidrofobi), fotofobi ve aerofobi ortaya çıkar. Önce çizgili daha sonra otonom kaslarda kasılmalar ortaya çıkar. Aritmi sonucu hasta ölür. Koma dönemi 3-33 gün sürer ve >%99 fetaldir. TEDAVİ Isırık sonrası hayvan aşılı ise: Yara bakımı ve tetanoz proflaksisi yapılır. Hayvan 10 gün içinde ölürse kuduz Ig ve Aşı (0,3,7,14,28) yapılır. Isırık sonrası hayvan aşısız ise: Kuduz şüphesi varsa yara bakımı ve tetanoz proflaksisi yapılır. Kuduz Ig ve Aşı (0,3,7,14,28) başlanır.10 gün içinde kuduz değilse aşı kesilir. Temas sonrası yara bakımı: Yara bol su ve sabunla yıkanır. Povidon iyot veya başka bir virusidal solüsyon uygulanabilir. Çok basit gibi görülen bu uygulamanın özellikle yüzeysel yaralarda riski % 90 oranında azalttığı saptanmıştır. Bağışıklama özgeçmişine bakılarak gerekirse tetanoz aşısı uygulanır. Penisilin grubu antibiyotikler verilir. Dikiş atılmaz. Dikiş gerekli ise dikiş bölgesine önceden Ig verilmelidir. Toplam Ig dozunun yapılabildiği kadarı yara bölgesine, geri kalan miktar kalçadan verilir. HRIG: Bağışık insanlardan elde edilir. Yan etkisi düşüktür. Doz: 20 IU/kg ERIG:Atlardan elde edilir. Serum hastalığı riski var. Doz: 40 IU/kg Kuduz İmmun globulin (Ig): Aşıdan farklı bölgeye aynı anda İM tek dozda uygulanır. Uygunsa yara çevresine, geri kalan aşının yapıldığı yerden farklı bir ekstremiteye kas içine uygulanır. Kuduz Ig İnsan kaynaklı ise: Kg başına 20 IU, at kaynaklı ise kg başına 40 IU, yapılır. 5ml’lik flakonlarda, 1 flakonda 1000 IU var 50 kg için, 50x40 IU= 2000 IU, 2 flakon (10ml) gereklidir. ** Kuduz serumu gerektiren vakalarda sabunla yıkadıktan sonra yara içine ve etrafına hesaplanan dozda immunglobulin veya kuduz serumu enjekte edilmelidir. Eğer ısırık çok büyükse ve yaraya dikiş atmak zorunlu ise yara dudakları etrafına mutlaka kuduz serumu ve immunglobulini uygulanarak dikiş atılmalıdır. AŞI: 0, 3, 7, 14 ve 28. günlerde toplam 5 dozda deltoid kasına (İM) uygulanır. gluteal bölgeden yapılmamalıdır. bebeklerde ise uyluğun anterolateral kısmından yapılmalıdır. Kuduzun kuluçka dönemi çok değişken olduğundan temastan sonra geçen süreye bakılmaksızın aşılama başlanır. Hayvanın 10 günlük gözlemi sonunda kuduz olmadığı anlaşılırsa (ölmezse) aşılamaya son verilir. ** Hasta kuduz olmuşsa tedavisi yoktur. Belirtiler başladıktan sonra aşı ve serumun faydası yoktur. Hastayı rahatlatmak için morfin dışı sedatifler uygulanabilir. BİLİNMESİ GEREKEN ÖNEMLİ BİLGİLER Kuduz hayvanın özellikleri :Hastalık belirtileri ortaya çıktıktan 3-7 gün sonra hayvan ölür. Başlangıç dönemi 2-3 gün sürer. Davranış bozuklukları olur ve beden ısısı artar. Hayvan ısırık bölgesini yavaş yavaş ısırmaya ve tırmalamaya başlar. Saldırgan dönem 2-4 gün sürer. Kuduz kedi ve köpek başlarda ürkek ve korkak olur. Yabancı cisimlere karşı ilgisi artar. Alışık olmadığı gıdaları yeme isteği olur. İştah azalır. Buna karşın su içme isteğinde belirgin bir artış görülür. Hasta hayvan sık sık idrar yapar. Yara yerini kaşır. Gözlerde irileşme ve kızarıklık olur. Hasta hayvanlar loş yerlere saklanmayı sever. Kediler dolap ve kanepe altlarına saklanır. Bilinç giderek kaybolur ve hırçınlaşarak her şeye karşı olur. Sahibinin emirlerini dinlemez. Her önüne gelen canlıyı bu arada sahibini de ısırır. Köpekler evi terk ederek bir daha geri dönmez. Ağızda bol salya akar. Maksatsız havlama ve miyavlama dikkati çeker. Havlaması değişir ve salyası belirgin artar. Rahat hareket edemez, dengesini kaybeder, zig-zag çizerek yürür ve yere düşer. Tam felçten sonra 1-2 gün içerisinde hayvan ölür. ** Çakal, kurt, tilki, kokarca, sırtlan, ayı, yarasa gibi doğadaki tüm vahşi memeliler ve eğer aşılanmamışlarsa köpek, kedi, inek, eşek gibi evcil memeli hayvanlar kuduz bulaştırabilir. Sanıldığının aksine sincap, sıçan, fare, gibi kemirgen hayvanlar ve tavşanlar kuduz bulaştırmaz . ** Köpek ve kedi insanı ısırdığında, o hayvan hemen yakalanmalı ve 10 gün boyunca gözlem altında tutulmalıdır. Bu süre içinde hayvanda kuduz görülmezse korkulacak bir şey yok demektir.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
İŞTAHSIZLIK (BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA) - 28/02/2019 |
İŞTAHSIZLIK (BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA) |
HIV/AIDS HAKKINDA DETAYLI BİLGİ - 06/12/2018 |
TÜRKİYE'DE VE DÜNYADA HIV/AIDS HAKKINDA DETAYLI BİLGİ |
KÖŞE YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ - 27/04/2015 |
KİMLERDE İMMÜN YETMEZLİK DÜŞÜNÜLMELİ - 16/04/2015 |
İMMÜN YETMEZLİK |
REÇETE NASIL YAZILIR? PÜF NOKTALARI - 16/04/2015 |
REÇETE NASIL YAZILIR? |
ANAL FİSSUR - 16/04/2015 |
ANAL FİSSUR |
İRRİTABL BARSAK SENDROMU (İBH) - 16/04/2015 |
İRRİTABL BARSAK SENDROMU (İBH) |
RAŞİTİZM VE D VİTAMİNİ PROFLAKSİSİ - 16/04/2015 |
RAŞİTİZM VE D VİTAMİNİ PROFLAKSİSİ |
KABIZLIK (KONSTİPAYON) - 16/04/2015 |
KABIZLIK |
Devamı |